Kurumsal / Tarihçe

ESKİ Genel Müdürlüğü, 20.11.1981 tarih ve 2560 sayılı Kanun'un geçici 10. maddesi ile 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesine göre, Bakanlar Kurulu'nun 28.12.1994 tarih 94/6516 sayılı Kararları ile anılan kararında 18.02.1995 gün ve 22206 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak; bu tarihinden itibaren Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı, müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğine haiz bir idare olarak kurulmuştur.

Bu tarihten itibaren şehrin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürüten ESKİ Genel Müdürlüğü, 2014 yılında 6360 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle yetki ve görev alanı genişleyerek ilçelerin tamamına hizmet vermeye başlamıştır. ESKİ Genel Müdürlüğü, Abonelerine; İçme Suyu Arıtma Tesisleri, Paket İçme Suyu Arıtma Tesisleri, Atıksu Arıtma Tesisleri, Paket Atıksu Arıtma Tesisleri, Su Depoları ve Terfi Merkezleri, Su Yükleme Noktaları, Vezneler ve Mobil Vezne ile Su ve Kanalizasyon hizmetlerini sürdürmektedir.

Kalabak Suyu Tarihçesi
Eskişehir halkı, yirminci asrın başlarına kadar sıcak termal suyunu testilerde soğutarak içmeye çalışırken 1900 yılında Asarcıklı Ali Efendi tarafından şehre 15 km uzaklıktaki Sarısungur Suyu, Odunpazarı semtine pişmiş toprak künklerle getirilmiş, kapalı dağıtım yerlerinden, dirhem hesabıyla evlere ve mahalle çeşmelerine dağıtılmıştır. Ancak bu su aşağı mahallelere kadar götürülememiştir.

1930'lu yıllara kadar nüfusu 15 bini geçmeyen şehrin içme suyu ihtiyacı bu şekilde karşılanmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra, Eskişehir'den sık sık geçen Mustafa Kemal Atatürk yine bir seyahatinde, aşağı mahallede bulunan tren garında mola verir. İşte bu mola, Eskişehir'in içme suyu ihtiyacında yeni bir dönemin başlamasına sebep olur. Bir bardak su isteyen Atatürk'e testide soğutulmuş termal suyu sunulur. Değişik bir tadı olan su, Atatürk'ün hoşuna gitmez, Eskişehir'in içme suyu  ile ilgili bilgi ister. En kısa süre de içme suyu ihtiyacının karşılanması için orada bulunan dönemin Belediye Başkanı Kâmil Kaplanlı'dan (Kara Kâmil lakaplı) sorunun halledilmesini ister.

Bunun üzerine Kâmil Kaplanlı kaynak arayışına girer. Türkmen Dağının kuzey yamacında Kalabak Köyü yakınlarındaki kaynaklardan Kalabak Suyu olarak bildiğimiz memba suyu bulunur. Şehre giren tahıl ürünleri, kesim hayvanları üzerinden alınan rüsum ile şehrin zenginlerinden toplanan bağışlarla isale hattı ve deponun finansmanı sağlanır. Hattın geçtiği bölgede yaşayan köy halkı ile birlikte çalışılır, kazılar elle yapılır, tamamen insan gücüyle orman geçilir, 45 kilometreye yakın bir hat inşa edilir. Uzun bir çaba ve zorlu bir çalışma sonucu 1936 yılında Kalabak Suyu 10 cm çapında pik döküm borularla Eskişehir'e ulaştırılır. Bademlik'de de 500 tonluk Kalabak Suyu deposu yapılır. Muhtelif bölgelere halkın içme suyu temini için çeşmeler konulur. 1970'li yıllarda Bademlik deposundan çekilen bir hatla Akarbaşı semtinde basit bir dağıtım istasyonu da kurulur.